Uyum

İşletmeler, operasyonlarını, tedarik zincirlerini ve pazar istikrarını ciddi şekilde etkileyecek iklim değişikliğine bağlı fiziksel risklerle her zamankinden daha fazla karşı karşıya kalmaktadır.İklimle ilgili aşırı olayların gelecekte daha da şiddetli ve sık meydana gelmesi beklendiğinden, şirketlerin yalnızca emisyonlarını izlemek ve azaltım eylemleri gerçekleştirmekle kalmayıp, aynı zamanda iklim değişikliğiyle ilgili fiziksel risklere uyum sağlamak için iklim eylemleri yolculuğuna başlamaları da giderek daha acil bir hale gelmektedir. Bu, iş modellerinin uzun vadeli sürdürülebilirliğini ve dayanıklılığını güvence altına almak için hayati önem taşır.Hatta iyimser bir 1,5°C senaryosunda bile, iklim değişikliği nedeniyle önemli miktarda kayıp beklenmektedir ve bu durum, uyum konusunda ciddi çabalar gerektirmektedir.Ayrıca, Dünya Ekonomik Forumu’nun 2023 yılında yayınladığı iklim değişikliği uyumu konusundaki raporda şirketlerin neden uyum sağlamaları ile ilgili üç önemli gerekçe açıklanmıştır. Bu gerekçeler, şirketlerin yalnızca ekonomik kayıplardan kaçınmasını sağlamakla kalmadıklarını, aynı zamanda fırsatlardan yararlanarak gelirlerini artırmalarına ve maliyetlerini düşürmelerine de olanak tanıyacağını işaret eder. Ayrıca iklim değişikliğine uyum çalışmaları, toplumların ve ekosistemlerin korunmasına katkıda bulunarak karşılıklı kazanç elde etmelerini de sağlar.İklim değişikliğine uyum, işletmeler için kısmen yeni bir konudur ve S&P Global’a göre, 2022 yılında işletmelerin yalnızca %21’i halihazırda uyum planına sahiptir. Çoğu şirket, kendi iş yapıları içerisinde uyumla ilgili çalışmalara nasıl başlayacağı konusunda zorlanmaktadır. Zorluklar genellikle, farklı değer zinciri alanlarında ortak bir uyum hedefine yönelik çeşitli uyum faaliyetlerinin planlanması, koordinasyonu ve izlenmesi, uygun ve verimli önlemlerin seçimi, uyum planlamasının mevcut süreçlere entegrasyonu ve uyum önlemleri için sermaye tahsisini içermektedir. Bu nedenle, işletmelerin uyum yolculuklarına başlarken dikkate almaları gereken temel adımlar ve yaygın engeller konusunda netlik sağlamaları hayati önem taşımaktadır.

İşletmeler hangi adımları atabilir?

Adım 1: İklime bağlı risk analizi için sürekli bir süreç oluşturun

İklim değişikliğine uyum sağlamak için işletmeler, öncelikle mevcut ve gelecekteki iklim risklerini anlamalıdır. İklim risk analizi yapmaya başlamak için işletmeler, ilgili iş birimlerini dahil ederek kapsamı tanımlamalı ve coğrafi veriler ile iklim senaryoları da dahil olmak üzere uygun verileri toplamalıdır. Risk danışmanları ile iş birliği yapmak, doğru sonuçlar elde edilmesini sağlar. Ayrıca, mevcut risk seviyesi, riskteki değişim ve geçiş senaryolarındaki risk olarak üç farklı açıdan ele alınması kapsamlı bir anlayış sunar. Sürekli izleme ve yeniden değerlendirme, yasal ve düzenleyici gerekliliklerle uyum içinde olmak, işletmelerin riskleri proaktif bir şekilde yönetmelerine ve uzun vadeli sürdürülebilirliklerini sağlamalarına yardımcı olur.

Adım 2: Uyum hedefini belirleyin, önceliklendirin ve uygulayın

Uyum için net bir organizasyonel hedef ve amaç belirlemek adına, işletmelerin ilgili paydaşları sürece dahil ederek hedefleri genel iş stratejisiyle uyumlu hale getirmesi gerekmektedir. İşletmelerin, uyum konusunda ilerleme kaydetmek için gerekli faaliyetleri ve sorumlulukları tanımlayarak bir uyum planı oluşturması önemlidir. Uyum yol haritasını belirlemek ve önceliklendirmek, seçenekleri maliyet, etkililik, uygulanabilirlik ve etkilerine göre değerlendirmeyi içerir. Bu, aşamalı olarak uyum programına ve yasal gerekliliklerle uyum sağlanmasına olanak tanır. Uyum eylemleri, yeni iş modelleri ve gelir kaynakları yaratabilir. Örneğin, kendi gelişmiş risk analizi yöntemlerini geliştirmeye yatırım yapan şirketler, Munich Re, Zurich ve Swiss Re gibi sigorta şirketlerinin uyguladığı şekilde diğer işletmelere danışmanlık hizmetleri sunabilir. Ayrıca, dayanıklılık ve altyapıya yapılan yatırımlar, uzun vadeli başarı ve sürdürülebilirliği sağlar. Örneğin, sel dirençli altyapılara yapılan yatırımlar, yalnızca operasyonel kesintileri azaltmakla kalmaz, aynı zamanda sel riski yüksek bölgelerde rekabet avantajı sağlar. Örneğin, Tayland'daki sanayi bölgelerinde, sel dirençli altyapı yatırımları çok yüksek maliyetli olarak görünse de sel olması durumunda sanayi bölgesinde bulunan firmaların maruz kaldığı hasarın daha fazla olacağı belirlenmiştir. Ayrıca, işletmeler, iş stratejileriyle uyumu ve koordinasyonu sağlamak amacıyla şirket içi roller ve sorumluluklarla sağlam yönetişim çerçeveleri oluşturmalı, bu amaçla özel ekipler kurmalıdır. Bunun yanı sıra, işletmeler kendi sınırlarının ötesine geçerek fiziksel riskleri bertaraf etmek ve ortak dayanıklılık eylemlerini hayata geçirmek için hükümetler, tedarikçiler ve toplumla iş birliği içinde hareket etmelidir.

Adım 3: Uyum yol haritası seçeneklerinin performansını sürekli olarak yeniden değerlendirin.

Uyum eylemlerinin başarıya ulaşması için işletmeler, performanslarını sürekli olarak izlemeli, yeniden değerlendirmeli, ilerlemeyi ve verimliliğini takip etmek için sistemler geliştirmelidir. Düzenli performans değerlendirmeleri, iyileştirilmesi gereken alanları ve gereklilikleri belirlemeye yardımcı olur, bu da eylemlerin belirlenen hedeflere ulaşmasını ve dirençliliği artırmasını sağlar. Ayrıca, iklim riskleri ve fırsatlarını düzenli olarak yeniden değerlendirmek, uyum hedeflerinin korumasını ve mevcut ve gelecekteki faaliyetlerinin uyumlu olmasını sağlamak için kritik öneme sahiptir. Bu, organizasyonların stratejilerini geliştirmelerine ve yasal değişikliklerin önüne geçmelerine olanak tanır, böylece sağlam ve etkili uyum planları ortaya koymuş olurlar. İşletmeler, öğrenilen dersleri belgelemeli ve bu bilgiyi uyum planlarını geliştirmek için kullanmalıdır. Bu öğrenme ve iyileştirme süreci, daha dayanıklı ve uyumlu stratejilerin oluşturulmasına yardımcı olur.